Diş Dolgusu Nasıl Yapılır?
Diş dolgusu, ağız içindeki diş kaybını engelleyerek, sağlık ve estetik açısından kişiye katkı sağlamaktadır. Çürümüş, kırılmış veya çatlamış dişlere uygulanır. Ağız ve diş sağlığını korumak için uygulanan tedavilerin başında diş dolgusu gelmektedir. Ancak diş dolgusunun nasıl yapıldığı ise dişin neden zarar gördüğü ve dişin nerede bulunduğuna bağlı olarak değişebilmektedir. Hassasiyet ve ağrı, dolgu işleminden sonra 12 saate kadar uzayabilmektedir. İşlemin ardından belirli bir süre besin tüketilmemeli, sert, soğuk ve sıcak gıdalar tercih edilmemelidir.
Diş dolgusu; çiğneme işlevini kaybetmiş, estetik bakımdan güzel görünmeyen, çatlamış ya da çürümüş dişlerin için türlü malzemelerle dişin doldurulması durumudur. Önceki zamanlarda yapılan diş dolgusunun düşmesi ve aşınması halinde tekrar dolgu yaptırmak gerekmektedir. Burada önemli olan nokta dişin dokusuna ve bireye uygun dolgu malzemelerinin seçilmesidir.
Ancak kanal tedavisi uygulaması dolgu yapılamayacağı anlamı taşımaz. Dişin geri kazanılması ve yeniden eski fonksiyonuna kavuşması için uygulanan kanal tedavisinden sonra da dolgu işlemi yapılabilir.
Diş Dolgusu Nedir?
Diş dolgusu, çürüyen, kırılan veya çatlamış olan dişlerin türlü materyaller ile restore edilmesi olarak tanımlanır. Madde kaybına uğrayan dişlerin işlevlerini yerine getirmesi amaçlanmaktadır. Çürük doku ilerlemeden yapılan bu işlem, dişi tamamı ile kaybetmeyi engellemektedir.
Diş Dolgusu Çeşitleri Nelerdir?
Eski zamanlarda diş dolgusu şeklinde sadece belirli malzemeler kullanılmaktaydı. Günümüzdeyse dolgu materyalleri daha fazla alternatif sunmaktadır. Yaygın olarak uygulanan dolgu çeşitleri şu şekildedir;
Altın dolgular: Altın dolgular sipariş üzerine laboratuvar ortamında hazırlanmaktadır. Diş eti rahatsızlıklarına karşı çok iyi bir toleransa sahiptir ve bu dolguların kullanma süresi her kişi de aynı değildir. Fakat günümüzde yaygın olarak tercih edilen dolgu çeşitleri arasında değildir.
Kompozit dolgular: Diş ile aynı renğe sahip olması sebebiyle doğal görünüm beklenen her dişte kullanılmakta olan kompozit dolgular tek bir seansta uygulanabilmektedir. Çürük diş tamirinin yanı sıra dişte kırılma veya çatlak oluşması halinde de bu dolgu çeşitleri devreye girmektedir. Maliyetinin az olması avantaj sayılırken dayanıklılık bakımından beklentileri iyi derece de karşılamaması da dezavantaj olarak belirtilebilir. Zaman içerisinde aşınıp kırılabilir ve bundan dolayı bilhassa büyük dolguların tercihi noktasında düşünmekte fayda vardır. Kullanım süresi dolgunun uygulandığı dişe ve bireye bağlı olarak 3 ile 10 yıl arasında değişebilmektedir.
Porselen dolgular: Bu dolgu türünün maliyeti biraz daha yüksektir. Renk değişimi yaşanmaması, leke tutmaması gibi özellikler porselen dolguların da bir tercih edildiğini göstermektedir. Porselen dolgular fazla işlem gerektiren dişler için de rahatlıkla tercih edilebilmektedir. Bu dolgu malzemesi de laboratuvar ortamında hazırlanır ve dişe yapıştırılarak uygulanır.
Amalgam dolgular: Amalgam dolgu da günümüzde çok tercih edilmemektedir. Gümüş dolgu olarak da isimlendirilir. Bilhassa basınca ve çiğneme kuvvetine karşı direnç göstermesi bu dolgunun arka dişlerde yaygın olarak kullanılmasını beraberinde getirir. Dezavantajıysa gri, metalik bir görüntüye sahip olmasıdır.
Diş Dolgusu Hangi Durumlarda Yapılır?
Genel olarak diş dolgusu diş çürüklerinin temizlenmesinin ardından meydana gelen boşluğu gidermek için uygulanmaktadır. Çürük ile birlikte travma da dişin iç bölümünde bulunan pulpanın zarara uğramasına neden olabilir ve dolayısı ile sinirlerin iyileşmeyecek seviyede hasara uğraması halinde de kanal tedavisi ile dolgu uygulanabilmektedir. Bazı durumlarda dişin darbe alınması halinde dişte kırıklar yaşanabilir. Dişin eski görüntüsünü elde etmek için dolgu uygulaması yapılabilir.
Önceden uygulanan dolgunun düşmesi ve aşınması gibi durumlar da tekrardan dolgu uygulanması gerekir. Dişte çatlak yaşanması bu işlemden yararlanılmasını gerektiren unsurlar arasındadır. Bundan dolayı dolgu işlemi diş çürükleri haricinde çeşitli durumlarda da uygulanan bir tekniktir.
Geçici Diş Dolgusu
Geçici dolgu, dişte sadece kısa bir zaman kalacağı için; kolay çıkarılabilen çinko, cam iyonomer, çinko fosfat gibi maddeler tercih edilerek uygulanan bir dolgu türüdür. Bu maddeler, tükürük ile beraber sertleşerek ve geçici dolgunun olduğu yerde kalmasını sağlar.
Geçici ve kalıcı dolgu arasında en dikkat çeken fark renkleridir. Kalıcı dolgu, dişin kendi rengi ile uyum sağlar ve fark edilmeyecek biçimde tasarlanır. Geçici diş dolgusuysa; parlak beyaz, gri renge sahip olabilirken pembe, mavi gibi farklı renklerde de olabilmektedir. Geçici diş dolgusu hızlı bir biçimde uygulanıp çıkarılır bundan dolayı kalıcı dolgunun kullanılamayacağı çeşitli alanlarda kullanılır.
Diş Dolgu Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Diş dolgusu işleminden sonra yaşanan bazı yan etkiler vardır. Bunların bazıları basit ve birkaç gün içinde geçmesi beklenen etkilerdir. Bazıları ise etkisini kaybetmesi beklenirken süren ve diş hekimi tarafından muayene edilerek tedavi edilmesi gerekli olan etkilerdir.
Diş dolgusundan sonra hissedilen etkiler, hasta olan bireyin ağız ve diş sağlığı durumuna ve yapılan müdahalenin çeşidine göre değişmektedir. Bu etkiler tamamı ile beklenen biçimde gelişebilir veya beklenmeyen durumlar da olabilir.
Eğer anestezi yapılmışsa, anestezi etkisini kaybeden kadar bir şey tüketmemesi önerilmektedir. Uyuşukluk sebebiyle dudak, yanak ısırması, diş kırılması yaşanabilir. Örnek olarak, kompozit dolgu malzemesi kullanılmış ise dolgudan kısa bir zaman sonra yemek yenebilir.
- Diş yapıştırma gibi durumlar karşısındaysa yapıştırıcı sertleşene kadar, 1-2 saat bir şey tüketilmemelidir. Bu nokta da diş hekiminin önerilerine uyulmalıdır.
- İlk evrede meydana gelebilecek diş ağrısı ve hassasiyeti için sıcak ve soğuk bir şeyler tüketmemeye özen gösterilmelidir.
- Portakal, mandalina, greyfurt, gibi asitli yiyecek ve içecekleri tüketmemek gerekir.
- Dolgunun uygulandığı kısım ile değil de diğer tarafı ile besinler çiğnenmelidir.
- Dolgudan sonra yaşanan bu yan etkiler uzun süre devam ederse diş hekimine başvurulması gerekir.